Batı Anadolu Eğitim Bilimleri Dergisi(BAEBD), vol.12, no.2, pp.469-499, 2021 (Peer-Reviewed Journal)
In this study, it is aimed to examine curricula in Turkey from the perspective of pluralism by using
critical curriculum theory. This research was designed with holistic multiple case study, a design of qualitative
research method. The data set of the study consists of official curricula regarding social studies instruction
having been prepared since the foundation of Turkish Republic (1924-2018). The data was analyzed with
descriptive analysis by using codes, themes and critical analysis questions, developed with regard to the
dimensions of pluralism. At the end of the study, the findings regarding “theoretical- dialogical background”,
“individual and individual- social differences”, “ “thinking skills”, “social problems” and “pluralistic values“ were
revealed. It is hoped that critical implications on the past and present situation of the curricula from a
pluralistic perspective will help all of the individuals who influence education and are influenced by education
deepen their understanding concerning the curriculum.
Bu çalışma kapsamında Türkiye’deki eğitim programlarının çoğulculuk perspektifinden eleştirel program
teorisi yaklaşımı kullanılarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada eleştirel program teorisinin ve çoğulcu
felsefenin önemli varsayımlarından olan programların her bir bireyi kapsayıcı bir hale getirilmesinin gerekliliği
üzerinde durulmuştur. Nitel yaklaşımla tasarlanan araştırmada bütüncül çoklu durum çalışması deseninden
yararlanılmıştır. Araştırmanın veri setini 1924-2018 yılları arasında yayımlanan sosyal bilgiler dersi öğretimine
yönelik hazırlanan resmi öğretim programları oluşturmaktadır. Araştırmada veriler çoğulculuğun boyutlarına
ilişkin belirlenen kod ve temalar ile eleştirel analiz soruları kullanılarak betimsel analiz yoluyla analiz edilmiştir.
Araştırma sonucunda programların “teorik ve ideolojik arka planı” ile “ birey ve bireysel/toplumsal farklılıklara”,
“düşünme becerilerine”, ”sosyal sorunlara”, “çoğulcu değerlere” yönelik bulgulara ulaşılmıştır. Ulaşılan bulgular
doğrultusunda; programların ideolojik bir metin olduğu, programlarda bireysel farklılıklara yeterince yer
verilmediği, öğrencilere üst-düzey düşünme becerilerinin kullanımına uygun bir ortam sağlanamadığı, pasif
vatandaşlık algısının yüceltildiği ve programlarda bireysel değerlerden çok toplumsal değerlere yer verildiği
çıkarımlarında bulunulmuştur. Çoğulculuk bağlamında programların geçmişine ve bugününe ilişkin yapılan
eleştirel tespitlerin eğitimi etkileyen ve eğitimden etkilenen tüm bireylerin programa dair anlayışlarının
derinleşmesine katkı sağlayacağı umulmaktadır.