in: FUNDEMENTALS OF FORENSIC SCIENSE, YEŞİM DOĞAN, Editor, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, pp.1-662, 2016
Whether it is a small town in Middle America or one of the world’s largest
cities, forensic science continues to play a vital role in providing scientific
and technical information to assist the judge, jury, prosecutor, defense
attorney, investigator, and/or intelligence analyst. From burglaries to
bombings, forensic science—and the multitude of disciplines that provide
the foundation to forensic science—is not only fast becoming a resource
used after a crime has been committed, but now is contributing greatly to the
body of intelligence that will prevent future crimes and acts of terrorism. Such
investigations require expertise in many different fields, and the authors have
brought their knowledge and experience to meet a changing and challenging
focus on crime and its prevention. Fundamentals of Forensic Science provides
a much needed resource for those beginning an education in forensic science
and its intersection with solving crime and acts of terrorism and contributing
to a body of intelligence to prevent such acts.
Although popular television provides the quick and glamorous side of
forensic science, forensic science education today does not create anyone
resembling Abby Sciuto, the fictional forensic scientist capable of doing it
all in the NCIS television series by CBS Television. Instead, forensic science
education is a broad array of disciplines based on the fundamentals of
art, biology, chemistry, digital evidence, evidence collection, footwear
impressions, gunshot residue, hairs, and so on. Forensic science education is
changing to meet the need of an evolving set of broad disciplines comprising
the very popular and critical field of forensic science. Fundamentals of Forensic
Science is an excellent example of both the breadth of forensic science and
the amalgamation of science, art, technology, and law.
Forensic science in institutions of higher education can no longer remain
sequestered in one department. Rather, forensic science education is as broad
as the entire university or college, and its focus should be interdisciplinary
in nature just as this book portrays. I have known and worked with the
authors for a number of years, and their contributions as forensic scientists,
caseworkers, administrators, and academicians provide substantial credibility
to this work. The authors, with their years of experience, have expertly
configured the textbook to begin at a crime scene (after a brief historical tour)
followed by thorough descriptions of the myriad of disciplines that make
forensic science a remarkable career for today’s students.
In addition to traditional forensic science disciplines like fingerprints, DNA,
and trace evidence, Fundamentals of Forensic Science also includes less
common topics (e.g., forensic anthropology, forensic entomology, and the
legal aspects of forensic science), but nonetheless critical in today’s forensic
science laboratories. Fundamentals of Forensic Science will contribute greatly to forensic scientists, educators, first responders, investigators, and others.
This book, as its predecessor, will become a standard reference for those
beginning their education in forensic science.
Adli Bilimlerin Temeli, diğer ders kitaplarına göre adli bilimler için daha gerçekçi
ve farklı bir bakış açısı sunar. Bu bakış açısı kriminal araştırmalara merkez
olan ancak tipik kriminalistik tanımının dışında kalan alanları da kapsar.
Başlangıçtan itibaren Adli Bilimlerin Temeli kitabının profesyonel adli bilimcilerin
nasıl çalıştığı ve adli bilim akademisyenlerinin nasıl öğrettiğini yansıtması
gerektiğini düşündük. Bu da muhtemelen diğer kitaplarda bölümlerin
içinde yer almadığı için eğitmenlerin gündemine girmemiş olan –loji’leri
(patoloji, entomoloji, antropoloji vs.) kitabımıza dâhil etmemizi sağladı. Bizler
eğitmenlerin bu konuları anlatmak istediklerini ama temel kaynak materyalleri
olmadığını ayrıca da öğrencilerin de kursa dâhil olmasa da ilgilerini
çeken bir başlık hakkında okumak isteyebileceklerini düşündük. Eğitimciler
yerel uzmanlardan kendi konularında sunum yapmalarını isteyebilir ancak
bu bölümler olmadan öğrencilerin kendilerine yapılan sunumların değerini
anlayabilecekleri bir kaynak olmayacaktır. Eğitmen bir olgu ile ilgili video
gösterecek olursa, yerel bir uzman olmaksızın, öğrenciler bilgilerin arasında
daha da fazla kaybolacaktır. Metotların olguda kullanılış şekli anahtardır ve
geri plan bilgiyi önemsiz gibi gösterebilir. Bu bakımdan Adli Bilimlerin Temeli
kritik başlıkların tüm dersle bütünleşmesini sağlayacaktır. Umudumuz
Adli Bilimlerin Temeli kitabının bu boşluğu doldurmasıdır.
Ayrıca adli delilin doğası üzerine yeni bir bakış açısı sunuyoruz. Kirk, 1963
yılında yazdığı “Kriminalistik” makalesinde adli bilimlerin bütününü oluşturan
çeşitli bilim dallarını bir arada tutan prensiplerin bireylerin ve fiziksel
objelerin kimliklendirilmesi ve bireyselleştirilmesi merkezinde toplandığını
belirtmiştir. Ancak bu sadece disiplinin doğasının geniş bir bölümüdür;
bağlayıcı prensipler transfer deliller aracılığı ile insanlar, mekânlar ve objeler
arasında bağlantı kurar. Bir çömlek kırığının belli bir lambadan gelmiş
olması değil, bu kırık parçanın ölü kişinin kafasında bulunması ve üzerinde
şüphelinin parmak izlerinin bulunması önemlidir. Salt nesnelerin kimliklendirilmesi
veya bireyselleştirilmesi değil, insanların, mekânların ve eşyaların
kaynağı ve ilişkileri veya bu bağlamda birbirleri ile bağlantısı hukuk
sistemi için değerini belirler. Olay yeri mekânsal ilişkilerin ve özelliklerin
setidir; bu anlamda tüm deliller mekânsaldır. Bir delil kaleminin olay yerinden
belli bir mesafede bulunmasının bir anlamı vardır. Bir olay yeri aynı
zamanda yakın tarihin parçası olarak düşünülebilir. Anlatacak bir hikâyesi
vardır ve çeşitli delil parçaları hikâyenin gerçeklerini üzerlerinde taşır. Bu
anlamda adli bilimciler denetçi ve hikâye anlatıcılarıdır.
Adli Bilimlerin Temeli’nde bu ilişkileri ve suçun gerçekleri ile delilin nasıl
ilişkilendirildiğini vurguladık. Ayrıca tüm delillerin, hatta bu şekilde karakterize edilemeyecek olan DNA (cinsel bir suçta cinsel yolla transfer
edilen meni), patoloji (maktülün yarasından yola çıkarak ortaya çıkartılan
silah modeli) ya da entomolojinin (çürümekte olan bir cesede çevreden
transfer olan larvaların sayı ve çeşidi) de transfer delil (Locard) olduklarını
belirttik. Adli bilimlerin bağlayıcı prensibi, yani Locard’ın değişim prensibi,
bir suçun işlenmesinde transfer bilgilerin analizi yoluyla ilişkilerin
yeniden kurulmasına odaklanır.
Adli Bilimler Eğitim Programları Akreditasyon Komisyonu’nun (FEPAC) çabalarıyla
adli bilim eğitimi ilginç bir çağa girmiştir. Bu grup adli bilimlerde
kariyer inşa edilmesi için kurallar geliştirilen, lisans öğrencileri ve mezunlar
için müfredatı belirleyen ve profesyonel adli bilimciler için eğitime devam
eden, Ulusal Adalet Enstitüsü ve Batı Virginia Üniversitesi tarafından
desteklenmektedir. Bu kurallar Amerikan Adli Bilimler Akademisinin adli
bilimler eğitim programlarının akredite edilmesi amacıyla Adli Bilimler
Eğitim Programları Akreditasyon Komisyonu’nunun kurulmasını sağlamıştır.
Her hafta yeni bir adli bilim eğitim programı açılmaktadır ve eğitimin
kalitesi mesleğin direkt kalbine gittiğinden, öğrencilerin alandaki
kariyerlerine uygun bir şekilde hazırlanması için gerekli komponentlerin
standardize edilmesi önemlidir.
Adli bilimler eğitimi dört yıllık programlardan toplum kolejlerine ve
yüksekokullara sıçramıştır. Bir tarafı hedefleyen bir kitap, diğer taraf
için uygun olmaz; Adli Bilimlerin Temeli tüm bu spektrumu kapsayabilmektedir.
İlk kez adli bilimler eğitimi veren bir eğitmen bütünleyici kurs
materyalinden fayda görecektir. Deneyimli bir eğitmen ise kaynakları
faydalı bulacak ancak aynı zamanda bölümlerin derinliği ve kapsamına
da takdir edecektir. Geniş bir alana uygulanabilirliğinin yanında bizim
Adli Bilimlerin Temeli için hedef kitlemiz temel bilim eğitimi alan
öğrencilerdir.
Adli Bilimlerin Temeli kabaca gerçek bir olgunun zaman çizelgesi boyunca
organize edilmiştir. Disipline arka plan oluşturacak şekilde adli bilimlere
giriş ve tarihçe ile başlar, modern adli bilim laboratuvarlarının yapısı ile
devam eder. İkinci bölüm olay yerinde yapılması gerekenleri ve üçüncü
bölüm de adli delillerin doğasını kapsar. Bölüm 4 (mikroskopi), 5 (spektroskopi)
ve 6’da (kromotografi) çoğu adli bilim incelemelerinde kullanılan
temel metotlara değinilmiştir. Ardından biyolojik bilimler gelir; patoloji
(bölüm 7), antropoloji ve odontoloji (bölüm 8), entomoloji (bölüm 9),
serolojik ve kan model analizi (bölüm 10), DNA (bölüm 11) ve son olarak
da kıllar (bölüm 12). Sonrasında gelen bölümler kimyasal bilimlerle ilintilidir;
uyuşturucular (bölüm 13), toksikoloji (bölüm 14), tekstil (bölüm 15),
boyalar (bölüm 16), toprak ve cam (bölüm 17) ve patlayıcılar (bölüm 18).
Üçüncü kısım parmakizi (bölüm 19), belge incelemeleri (bölüm 20) ateşli
silah ve alet izleri (bölüm 21) ile baskı izleri gibi fiziksel delilleri kapsar.
Kitabın son bölümü de adli bilimler ile hukukun kesişmesini inceler. Kitap içerisinde öne çıkan kutucuklarda dünya çapında web kaynakları
(internette), adli bilimlerde gerçekleşmiş olan tarihi olaylar (tarihçe), laboratuvar
analizlerindeki pratik konular (laboratuvarda) ve ileri okumalar
için başlıklar (Meraklıları İçin) yer alır. Her bölüm değerlendirme ve tartışma
amacıyla farklı iki tarzda sorulan sorular ile bitirilmiştir. “Bilginizi test
edin” soruları hedef terimleri ve direkt bölümden elde edilecek cevapları
içerirken, “bunları da düşünün” soruları öğrencinin bölümün içeriğini anlaması
ve bilgisine meydan okumasını sağlar.
Bir ders kitabı yazma projesinde (başka hiçbir proje ders kitabı yazmaya
benzemez!) tartışmasız birçok uzlaşmaya varılması gerekir. Amacımız
sadece gerekli olduğunda geri çekilmek ve vizyonumuzun tehlikeye girdiğini
hissettiğimizde detaya girmekti. Aldığımız bu kararın iyi bir ürün
ile sonuçlandığını hissediyoruz ve sizlerin de aynı şekilde hissedeceğinizi
umuyoruz.