MCES 2020 Marmara Avrupa Araştırmaları Konferansı, İstanbul, Türkiye, 7 - 08 Şubat 2020, ss.370-378
Bu çalışmada, Avrupa Birliği’nin dağılması üzerine tartışmaların artmasına yol açan başat gelişme nedir sorusuna cevap aranmaktadır. Geçtiğimiz on yıl boyunca Avrupa Birliği’nin tecrübe etmiş olduğu finansal, güvenlik ve göç konularındaki krizler, kurumun yönetişim kabiliyetinin ve meşruiyetinin derin bir biçimde sorgulanmasına yol açmıştır. Bu sorgulama döneminde Avrupa’da popülizmin yükselişe geçmesinin sebeplerinden biri, Avrupa Birliği’nin demokratik meşruiyetinin kamuoyunda daha tartışılır hale gelmesi olmuştur. Brexit süreci ile beraber Avrupa Birliği’nin dağılma olasılığı da gündemi meşgul etmeye başlamıştır. Bu gelişmelere karşın 2019 Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları Avrupacıların çoğunlukta olduğu bir meclis ortaya çıkarmıştır. AB şüphecileri ve karşıtları ise parlamentodaki sandalyelerin ancak dörtte birine sahip olmuşlardır. Dahası, 2019-2024 döneminde Avrupa Komisyonu Başkanı, Birlik Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Merkez Bankası Başkanının da Avrupacı kişiler olacağı belli olmuştur. Bu çalışmada, Avrupa bütünleşme kuramlarının kimlik konusundaki yaklaşımları ışığında Avrupa Birliği’nde egemenlik odaklı tartışmaların mahiyeti 2019 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde popülist siyasal partilerin söylemleri analiz edilerek ortaya konmaktadır. Avrupacı ile Avrupa-karşıtı ve şüphecileri arasındaki ayırım ne finansal ne iktisadi ne de göç politikaları konusundaki görüş ayrılıklarına dayanmaktadır. Söz konusu ayırım, egemenlik-merkezlidir. Avrupa bütünleşmesi derinleştikçe siyasallaşmakta, bu siyasallaşma süreci de kimlik ve dolayısıyla egemenlik üzerindeki çekişmeleri artırmaktadır.