Çevre Eğitiminden Sürdürülebilirlik için Eğitime Geçişte Güncel Uygulamalar


Güler Yıldız T.

Uluslararası V. Çocuk Gelişimi Kongresi, Ankara, Türkiye, 15 - 17 Kasım 2023

  • Yayın Türü: Bildiri / Yayınlanmadı
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Hacettepe Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Sürdürülebilir kalkınma kavramının ortaya çıkışına giden yol, 1940’lı yıllarda Dünya nüfusunun artan yiyecek ihtiyacını karşılamaya yönelik önemli bir buluş olarak kabul edilen “Yeşil Devrim” ile başlamıştır (Teksöz, 2016).. Yeşil Devrim yolu ile pestisit kullanımının arttığı bu yıllarda, Amerikalı deniz biyoloğu Rachel Carson (Carson, 1962) “Sessiz Bahar“ adlı kitabında dikkati tarım ilaçlarının (özellikle DDT) çevreye, özellikle kuşlara verdiği zarar ve öldürücü etkisine  çekmiştir. Bugünün sürdürülebilir olmayan kaynak kullanımlarının ve küresel çevre problemlerinin önemli çözüm yollarından birinin eğitim olduğu kabulü ile Dünya’da ve Türkiye’deki sürdürülebilirlik için eğitim (SE) çalışmaları tartışılmaktadır (Teksöz, 2016). Sürdürülebilirliğin kökeninde insan ve doğa arasındaki kadim ilişki yatar. İnsanoğlunun doğayı anlama süreci çok eski yıllara dayanır. Çok öncelerde insan doğanın bir parçası iken günümüzde doğanın efendisi olmaya çalışmaktadır. Bu süreçteki her bilimsel ve teknolojik gelişme, insanı bir parçası olduğu doğadan koparıp onu doğanın efendisi haline getirmiştir. İnsanoğlu her geçen gün, doğal kaynakları daha fazla kullanma olanağına sahip olmaya başlamıştır. Sürdürülebilir gelişme kavramı ise, insanoğlunun doğayı kavrama sürecinde yeryüzündeki yaşama farklı bir bakış açısı önerir. Dünya‘daki doğal kaynakların insan yaşamını destekleme kapasitesini sorgular. Aynı zamanda, yoksulluk, eğitim, sağlık, kültür gibi sosyal konular ve ekonomi ile doğal kaynak kullanımı, üretim ve tüketim arasındaki dengeyi kurarak insanoğlunun yeryüzüne ve yaşama yeni bir bakış açısı oluşturmasını hedefler. 

Günümüzde çocuklar artık iklim değişikliği, yoksulluk, çevre kirliliği ve nesli tükenen hayvanların, salgın hastalıkların olduğu bir dünyaya gözlerini açmaktadır. Bütün bu konular politikacılar, akademisyenler ve medya tarafından derinlemesine tartışılmaktadır ve çocukları sürdürülebilir bir dünya için gerekli davranışları edinmeleri konusunda destekleyebileceğimiz güçlü bir harekete ihtiyacımız olduğu vurgulanmaktadır. Sürdürülebilirlik bu harekete kılavuzluk etmektedir (Hedefalk, Malmqvist  & Östman, 2015). Sürdürülebilir gelişim gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılayan bir süreç olarak tanımlanmaktadır (WCED, 1987) ve çevresel, sosyal ve ekonomik olmak üzere hepsi birbiri ile ilişkili üç ayak üstünde durmaktadır.