“İLETİŞİMSEL İSTİNSAH FAALİYETİ” VE “MÜSTENSİH PERFORMANSI”: NÂYÎ MUSTAFA KEVSERÎ EFENDİ ÖZELİNDE


Creative Commons License

Usta Z.

Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, cilt.11, sa.35, ss.694-710, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Demetrius Cantemir (1673-1723) tarafından 18. yüzyıl başlarında yazımı tamamlanan Kitâbu ‘İlmi’l-Mûsıkî ‘alâ Vechi’l-Hurûfât (Kantemiroğlu Edvârı), Osmanlı/Türk Musikisi’yle (O/TM) ilgili nazari bilgiler ihtiva etmekle birlikte, dönemin saz musikisi repertuarından büyük bir kısmını, Cantemir’in kendi icadı olan nota yazısıyla kaleme aldığı bir kaynaktır. Edvâr’ın içerdiği nota koleksiyonunun büyük bir kısmının istinsah edildiği iki kaynağa ulaşılabilmiştir: Edvâr Tahran ve Kevserî Mecmû‘ası. Her ikisi de 18. yüzyılın ilk yarısı içinde kaleme alınmış olan bu el yazmaları, çok sayıda O/TM eserinin notaya aktarımı bağlamında, Osmanlı istinsah geleneğinin bilinen en eski örneklerindendir. Çalışmada, bu kaynaklardan Kevserî Mecmû‘ası’na istinsah edilen nota metinlerinde mevcut birtakım çeşitlenmeleri, Mecmû‘a genelinin yazarı Nâyî Mustafa Kevserî Efendi’nin “performansı”yla ilişkilendiren ve Kevserî’nin “iletişimsel bir istinsah faaliyeti” içinde olduğunu öne süren “kuramsal çerçeve” ana hatlarıyla sunulacaktır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Öncelikle O/TM’ye dair, 17. yüzyıl ve 18. yüzyılın ilk yarısından günümüze ulaşabilmiş nota koleksiyonları ve Kevserî Mecmû‘ası hakkında kısaca bilgi verilecektir. Daha sonra, Kevserî Mecmû‘ası’nda mevcut müstensih kaynaklı çeşitlenmelerin değerlendirilmesine yönelik halkbilimsel bir yaklaşım tanıtılacak ve gelenekte yetkinliği olan bir müstensihin “iletişimsel istinsah faaliyeti”nin mahiyeti hakkında oluşturulan “kuramsal çerçeve” hakkında bilgi verilecektir. Çerçevenin oluşturulmasında, 20. yüzyıl sonlarında ortaya konulan ve Performans Teorisi’nin yazılı aktarımlar üzerinde uygulamasının bir örneğini teşkil eden müstensih performansı yaklaşımı temel alınmıştır. Son olarak, Kevserî’nin müstensihlik performansını motive eden faktörler üzerinde durulacak, performans gösterdiği bağlamın, iletişimde bulunduğu hedef kitlenin ve performansının mahiyeti konuları kısaca ele alınacaktır. Çalışma, sözlülüğün/işitselliğin ağırlıklı olduğu geleneksel kültür bağlamlarında gerçekleşen istinsah faaliyetlerine odaklı Türk Halkbilimi araştırmalarına yeni bir bakış açısı sunmaktadır. Bu yaklaşım, geleneğe aşina bir müstensihin, sözlü/işitsel ve yazılı bağlamlar arasında kalan düşünme biçimlerinin ve istinsah ettiği metinlerin arka planındaki durumun anlaşılmasına imkân sağlayacaktır.
Kitâbu ‘İlmi’l-Mûsıkî ‘alâ Vechi’l-Hurûfât (Cantemir’s Edvâr) is an Ottoman music source, which was written by Demetrius Cantemir (1673-1723) in the early 18th century, and contains theoretical informations about Ottoman/Turkish Music (O/TM) along with a large part of the instrumental music repertoire -written by a notational system of Cantemir’s invention- of the period. Only two sources have been accessible so far, where the majority of Edvâr’s collection were copied: the Edvâr Tahran and the Kevserî Mecmû‘ası. These two manuscripts, both written in the first half of the 18th century - in the context of copying many musical works’ notations - are the oldest known examples of the Ottoman copying tradition. The article will present briefly the theoretical framework, which relates some variations identified in the notational texts copied to one of the mentioned manuscripts, the Kevserî Mecmû‘ası, to the “performance” of Nâyî Mustafa Kevserî Efendi, the author of the Mecmû‘a, in general, and suggests that Kevserî was in a “communicative copying activity”. The article is organised in three parts. Firstly, it will present a brief information about the collections of notations that have survived from the 17th century and the first half of the 18th century and the Kevserî Mecmû‘ası. Afterwards, it will introduce a folkloric approach for the evaluation of the existing scribal variations in the Kevserî Mecmû‘ası, and inform about the “theoretical framework”, which is established for the nature of the “communicative copying activity” of a scribe, who has a competence in the tradition. Finally, it will briefly emphasize the factors motivating Kevserî’s performance, the context in which he performs, his target audience and the nature of his performance. The article offers a new perspective to Turkish Folklore studies, focused on the scribal activities that take place in the traditional cultural contexts, where orality/aurality predominates. This approach will enable us to understand the thinking styles of a scribe, having a competence in the tradition, between oral/aural and textual contexts and the situation in the background of the texts he copied.