TÜRK EDEBİYATINDA FEREC BA'DE'Ş-ŞİDDE


Creative Commons License

MERAL T.

Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, cilt.8, sa.1, ss.281-294, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Ferec baᶜde’ş-şidde, Arap edebiyatında sıkıntıdan ferahlığa ulaşılan hikâyelerin toplandığı bir edebî tür olarak dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkmış; Fars edebiyatındaki örnekleri ise on üçüncü yüzyıldan itibaren görülmeye başlanmıştır. Arap ve Fars edebiyatlarında çok popüler olan bu edebî türün günümüze ulaşan Türkçe yazmaları, genellikle eser odaklı olarak çalışıldığı için Türk edebiyatında Ferec baᶜde’ş-şidde, bugüne dek tek bir eser gibi algılanarak değerlendirilmiş; on beşinci yüzyılda Farsçadan tercüme yoluyla edebiyatımıza girdiği düşüncesi yaygınlaşmıştır. Oysa Türk edebiyatında; 14 bâblı, 13 bâblı ve 42 hikâyeli olmak üzere üç ayrı Ferec baᶜde’ş-şidde külliyatı bulunmaktadır. 14 bâblı Türkçe Ferec baᶜde’ş-şidde, on beşinci yüzyılda Mevlânâ Lutfî Tokadî tarafından Arapçadan; 13 bâblı Türkçe Ferec baᶜde’ş-şidde, yine on beşinci yüzyılda Mehmed b. Ömerü’l-Hâlebî tarafından Farsçadan tercüme edilerek hazırlanmıştır. İlk musannifi belli olmayan 42 hikâyeli Türkçe Ferec baᶜde’ş-şidde ise bugüne dek Farsçadan tercüme olarak değerlendirilmiştir fakat Arap ve Fars edebiyatlarında 42 hikâyeli başka bir Ferec baᶜde’ş-şidde'nin bulunmaması; 42 hikâyeli yazmaların, Ferec baᶜde’ş-şidde türünün karakteristik özelliklerini taşımaması ve mevcut yazmalarda tespit edilen sözlü gelenek unsurları, bu külliyattaki hikâyelerin derlenerek hazırlandığına işaret etmektedir. 42 hikâyeli külliyata ait günümüze ulaşan en eski nüsha, bugüne kadar Budapeşte (1451) yazması olarak bilinmektedir fakat Paris-I (1390-1410) yazmasının daha eski olduğu anlaşılmıştır. Türkçe Ferec baᶜde’ş-şidde'lerin bilinen en eski yazmaları, 42 hikâyeli külliyata ve on dördüncü yüzyıla aittir. Dolayısıyla Türk edebiyatına Ferec baᶜde’ş-şidde türünün ilk olarak on dördüncü yüzyılda 42 hikâyeli yazmalarla girdiği söylenebilir. Türkçe Ferec baᶜde’ş-şidde'ler üzerine yapılan araştırmalarda genellikle 42 hikâyeli yazmalara yoğunlaşılmış; 14 bâblı ve 13 bâblı külliyatlara ait yazmalar ise maalesef bugüne dek ihmal edilmiştir. Bu makalede, Türkiye'deki ve yurt dışındaki kütüphanelerde tespit edilen Türkçe Ferec baᶜde’ş-şidde yazmaları üç külliyat hâlinde değerlendirilecek; üç külliyatın bugüne dek gözden kaçırılan yeni yazma nüshaları tanıtılacak ve son olarak (Paris-I, Budapeşte, Hamidiye ve Fatih-I olmak üzere) dört nüshadan hareketle 42 hikâyeli Türkçe Ferec baᶜde’ş-şidde'nin özellikleri üzerine ayrıntılı bir inceleme yapılacaktır.
Ferec baᶜde’ş-şidde (FBŞ), has emerged in Arabic literature in the 9th century as a literary genre in which the stories about the relief after hardship are collected. Examples of the works of this literary genre in Persian literature have been seen since the 13th century. Since Turkish manuscripts of this literary genre -which is very popular in Arabic and Persian literatures- have been studied in a manuscript-oriented manner, FBŞ has been perceived as a single work in Turkish literature until today; and the idea that FBŞ entered our literature through translation from Persian in the 15th century has common. However, in Turkish literature; there are three separate collections of FBŞ: (1) with 14 chapters, (2) with 13 chapters, and (3) with 42 stories. Turkish FBŞ with 14 chapters was translated from Arabic by Mevlânâ Lutfî Tokadî in the 15th century. Turkish FBŞ with 13 chapters was translated from Persian by Mehmed b. Ömerü’l-Hâlebî in the 15th century. Turkish FBŞ with 42 stories whose first author is not known has been evaluated as a translation from Persian until today, but there is no other FBŞ with 42 stories in Arabic and Persian literatures; the fact that the manuscripts with 42 stories do not have the characteristics of the FBŞ literary genre and the oral tradition elements identified in the extant manuscripts indicate that the stories in this collection were prepared by compilation. The earliest known manuscripts belong to the collection of 42 stories, and date back to the 14th century. Therefore, it can be said that the FBŞ genre first entered Turkish literature in the 14th century with manuscripts with 42 stories. In this study, the extant FBŞ manuscripts in Turkish will be evaluated in three collections; then new manuscripts that have been overlooked so far will be introduced, and a detailed examination will be made about the features of Turkish FBŞ with 42 stories.