JOURNAL OF TURKISH STUDIES, cilt.17, sa.6, ss.1473-1499, 2022 (Hakemli Dergi)
Toplumsal cinsiyetin ne olduğu, bu kavramın hayatımızda ne şekilde yer aldığı günümüzde çokça
tartışılan bir konudur. Kişiye yüklenen ve toplumsal etkileşim yoluyla düzenlenen sosyal roller olarak
karşımıza çıkan “toplumsal cinsiyet” kavramı, toplumdan etkilendiği kadar toplumu da etkilemektedir.
Toplumda üstlenilen roller, bu role dair pratikler ve temsiliyet, kişinin bulunduğu toplumla olan ilişkisinde
kilit roldedir. Kişi toplumun kendisine biçtiği rolü üstlendiği ve sürdürdüğü oranda toplum tarafından kabul
edilir ve toplumun bir parçası olur. Bu durum kişiyi olduğu kadar yaşadığı çevreyi de etkiler, değiştirir ve
dönüştürür. Bu bağlamda toplumsal değerlerle şekillenen “mekan” kişilerin üstlendiği toplumsal cinsiyet rollerinin de somut yansımalarının okunabileceği bir kaynak olarak karşımıza çıkar. Toplumsal olarak nerede
görüldüğümüz, bir anlamda hangi mekanla ilişkilendirildiğimizle de doğru orantılıdır denebilir. Bazı
mekanların kimlerin deneyimine açık olduğunu veya ne şekilde deneyimlenebileceği, o mekanda kimin
temsil edilip edilmediği toplumsal değerleri açık şekilde yansıtır. Toplumsal cinsiyet kalıplarıyla şekillenen
kullanımı, mekanların da cinsiyetlenmesi ve doğal olarak da toplumsal cinsiyet farklılıklarını sürdürmesine
neden olur. Mekanla kurduğumuz bu ilişki günlük hayatımızı şekillendirir. Bu anlamda sinema filmleri
üretildiği toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yapısına dair günlük hayat pratiklerinin gözlenmesi için
sürekli güncellenen aktif bir araştırma alanı sağlar. Toplumsal cinsiyet ve sinema ilişkisinin mekan
bağlamında karşılıklarının aranması ve elde edilecek verilerin mevcut literatüre katkı sağlayacağı düşüncesi
bu çalışmayı yapmaktaki çıkış noktasıdır. Bu bağlamda, toplumsal cinsiyet rollerine dair performansların
sergilendiği, özümsendiği ve sorgulandığı bir alan olarak da karşımıza çıkan sinema filmlerinde, toplumsal
cinsiyet ve mekan ilişkisi analiz edilmiştir. Filmlerde kullanılan tüm mekanlarda kadın ve erkek karakterlerin
özel ve kamusal alan başlıkları altında “mekanda bulunma” ve “mekanda temsil edilme” durumları
incelenmiş ve toplumsal cinsiyet ve mekan ilişkisinin ortaya konması amaçlanmıştır.
What gender is and how this concept takes place in our lives are an issue that is widely discussed
today. The concept of “gender”, which appears as social roles imposed on a person and organized through
social interaction, affects society as much as it is influenced by society. The roles assumed in society,
practices related to these roles, and representation play a key role in a person's relationship of the person with
society. A person is accepted by society and becomes a part of society to the extent that he/she assumes and
maintains the role assigned to him/her by society. This condition affects, changes and transforms the person
as well as the environment. In this context, the “space” shaped by social values appears as a source where the
concrete reflections of the gender roles assumed by the people can be read. It can be said that where we are
seen socially is directly proportional to which space we are associated with in a sense. Who some spaces are
open to experience or in what way they can be experienced, who is represented in that space or not, clearly
reflects social values. Its use, shaped by gender stereotypes, also causes spaces to be gendered and, naturally,
to maintain social gender differences. This relationship we establish with space shapes our daily lives. The
starting point of this study is to search for the equivalents of the gender and cinema relationship in the
context of space and to think that the data to be obtained will contribute to the existing literature. In this
context, the relationship between gender and space has been analyzed in movies, which appear as an area
where performances about gender roles are exhibited, assimilated and questioned. In all the spaces used in
the movies, the situations of "being in the space" and "representation in the space" of the female and male
characters under the titles of private and public spaces were examined and it was aimed to reveal the
relationship between gender and space.