Kale-Tavas (Denizli) Alt havzasında Limnik ve Paralik Kömür Oluşumu ve Jeopark Potansiyeli ile İlgili Öneriler


Karayiğit A. İ., Oskay R. G., Kayseri Özer M. S., Kara İ., Bulut Y., Sezgin M.

Denizli Jeolojik Mirası Çalıştayı, Denizli, Türkiye, 6 - 07 Ekim 2022, ss.18-20

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Denizli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.18-20
  • Hacettepe Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Güneybatı Anadolu’da Muğla ilinin kuzeybatısından Afyonkarahisar ilinin güneybatı kısımlarında geniş bir yayılım sunan Likya Molas havzası Kale-Tavas, Denizli, Çardak-Tokça ve Dazkırı althavzalarına ayrılmaktadır. Bu havzalardan en dikkat çekeni gerek jeolojik evrimi gerekse ekonomik açıdan işletilebilir kalınlıkta kömür damarları içermesinden dolayı Kale-Tavas (Denizli) althavzasıdır. Bu althavzanın tektonik evrimi, sedimantolojik ve paleontolojik özellikleri üzerine birçok tartışma ve çalışma da yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda althavza dolgusunda ekonomik açıdan işletilebilir kalınlıktaki kömür damarları içeren Oligosen (Rüpeliyen-Şattiyen) yaşlı Mortuma, erken Miyosen (Aktiniyen-erken Burdigaliyen) Yenidere ve orta Miyosen (Serravaliyen) yaşlı Sekköy formasyonları içerisinde tanımlanmıştır. Bu çalışmada genel olarak limnik ve paralik kömür içeren formasyonların jeolojik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Kale-Tavas althavzasında geniş bir yayılım sunan Mortuma Formasyonu ağırlıklı olarak flüviyal (örgülü ve menderesli akarsu) koşullarında çökelmiş tortullar ve yanal geçiş sunan sığ denizel tortullardan oluşmaktadır. Bu formasyon içerisinde özellikle Tavas bölgesinde yanal devamlılığı sınırlı olan kömür damarları flüviyal tortullar içerisinde tespit edilmiştir. Bu damarlardan alınan örnekler güneybatı Anadolu’da bilinen tek bitümlü kömür (taşkömürü) damarıdır. Tavas damarlarına ait kömür petrografisi ve palinolojik verilere göre damarlar otsul-sucul bitkilerin hakim olduğu ve organik maddenin korunumun düşük olabileceği göl kenarı-sazlık fasiyes koşullarında gelişmişlerdir. Erken Miyosen’in başından itibaren havzada çeşitli regressif ve transgressif hareketler gerçekleşmiştir. Havzada Aktiniyen-erken Burdigaliyen yaşlı Yenidere Formasyonu, flüviyal (deltayik) ve sığ denizel (plaj ve lagün) ortamlarında çökelen tortulların ardalanmasından oluşmaktadır. Bu formasyon içerisinde deltayik istifin taşkın düzlüğü fasiyesini işaret eden tortulların arasında işletilebilir kalınlıkta toplam 5 kömür (linyit) damarı (alttan üste Meriç, Polat, Şentürk, Şerif ve Ziyaçavuş) bulunmaktadır. Ayrıca, bu damarların tavantaşları ve arakesmeleri, genellikle mangrov ve lagün koşullarını işaret eden deniz mollusk kavkı kalıntıları içeren pekişmemiş kumtaşlarından oluşmaktadır. Yenidere Formasyonu içerisindeki kömür damalarında yapılan kömür petrografisi ve paleontolojik çalışmalar, formasyon içindeki kömür damarlarının oluşumu sırasında denizel etkiye ve tropikal-ılık subtropikalden, subtropik iklim koşullarına doğru değişime bağlı olarak ilksel turbalıklardaki hakim bitki örtüsünde değişimlerin olduğunu göstermektedir. Yenidere Formasyonu içindeki kömür damarları, odunsu turba yapıcı bitkilerin yaygın olduğu ıslak orman turbalıklarında gelişmişlerdir. Ancak, bazı damarlar zaman zaman denizel etkiye açık mangrov gerisi fasiyes koşulllarında gelişmiştir. Althavzada orta Miyosen’den itibaren karasal koşulların tamamen egemen olması sonucunda flüviyal ve gölsel koşullarda gelişen Sekköy Formasyonu havzanın orta ve kuzey kısımlarında yayılım sunmaktadır. Formasyon içerisinde yaklaşık 1,8 m kalınlık sunan Narlı kömür (linyit) damarı bulunmaktadır. Bu damar içerisinde tatlısu gastropod kavkılarından oluşan bantlar yaygındır. Kömür damarlarının oluşumu sırasında odunsu ve otsul-sucul bitkilerin bir arada bulunduğu ıslak orman turbalığı-göl kenarı fasiyes koşullarının geçişlerinde gelişmişlerdir. Kale-Tavas althavzasında kömür içeren üç formasyona ait kömür damarlarında kömür karakteristiklerinin biribirinden farklılıklara sahip olması, ilksel turbalıkların gelişimi sırasındaki iklimsel koşullara bağlı olarak paleobitki örtüsündeki değişimlerle ilişkili olduğunu göstermektedir. Bununla beraber Yenidere Formasyonundaki farklılıklar, iklimsel değişimlerin yansıra Akitaniyen-erken Burdigaliyen sırasında çalışma alanına deniz suyu girdisine bağlı olarak da gelişmiştir. Kale-Tavas althavzasında sürmekte olan kömür madenciliği faaliyetlerinin uzun bir süre devam etmesi öngörülmektedir. Ancak madencilik faaliyetlerinin gelecekte tamamlanmasına takiben, Kale ilçesinin sınır içerisinde yeralan Tabea antik kentinden başlayarak Yenidere ve Künar mahallerine kadar uzanan bir güzergah boyunca oluşturacak parkur boyunca erken Miyosen boyunca gelişen kara-deniz geçişinin tanımlandığı noktalar ve seçilecek kapalı işletmelerde ya da yapılacak bir müze aracıyla althavzanın jeolojik evrimi ile bölgedeki kömür madenciliğinin tarihi ve gelişimi sunulduğu bir jeopark planlamaların yapılması yararlı olacaktır. Bütüncül bir anlayışla gelecekte Kale ilçesinde yapılacak bu tarz bir jeopark çalışmasıyla Batı Avrupa’daki örneklerde olduğu gibi madencilik faaliyetlerinin ardından jeoturizmle bölgesel kalkınmanın devamına katkı sağlanacaktır.