Afyon Kocatepe Üniversitesi Akademik Müzik Araştırmaları Dergisi, cilt.6, sa.11, ss.55-72, 2020 (Hakemli Dergi)
Tarihsel, sosyal ve coğrafi değişimlerin etkisiyle şekillenen müzik kültürümüzün büyük bir bölümünü sözlü müzik oluşturmaktadır. Günümüzde Türk müziğinde ses eğitiminin nasıl yapılacağı, araştırmalara konu olmaya başlamıştır.
Tanzimat öncesinde ses eğitiminin meşk ve hanendelik geleneği ile özdeş olduğu söylenebilir. Tanzimat dönemi ile birlikte başlayan batılılaşma politikaları, Cumhuriyet döneminde daha etkin biçimde uygulanmıştır. Cumhuriyet döneminde, tüm kurumlarda yaşanan radikal değişimler, müzik eğitimi ve ses eğitimi alanına da yansımış, batılılaşma çizgisinde opera şarkıcılığını geliştirmek için kullanılan teknik ve yöntemler, tüm konservatuarlarda ve müzik eğitimi bölümlerinde ses eğitimi için kullanılmaya başlanmıştır.
Geleneksel meşk ve hanendelik eğitimi ile batılılaşmanın etkisiyle başlayan modern ses eğitimi arasındaki yöntem farklılıkları, ses eğitiminin nasıl yapılması gerektiği konusunda sorunlara neden olmuştur. Klasik Musiki nazariyatı olarak değerlendirebileceğimiz kaynaklarda, insan sesi, ses icrası ve hanendelik kültürüne dair çok önemli bilgilere rastlanmaktadır. Hanendenin kazanması gereken ses özellikleri ve hanendelik kültürü, meşk temelli bir eğitim ve aktarımla şekillendirilmiştir. Tarihsel kaynaklarda, genel müzikal kültür ile birlikte, sesin oluşumu ve işlevsel özellikleri ve ses icrasının nasıl olması gerektiği ile ilgili önemli tespitlerin yapıldığı görülmektedir. Bu konuda yoğun bir düşünsel çaba gösterilse de ses eğitiminin ayrı bir uzmanlık alanı olarak değerlendirilmesi konusunda net bir tutuma rastlanmamaktadır.
Eğitimde, ses eğitiminin ayrı bir uzmanlık alanı olarak değerlendirilmesi, Dârülelhanın kurulmasıyla başlamıştır. Tarihsel gelenekle uyumlu, tavır-nazariyat-meşk geleneğinin eğitime tam anlamıyla yansımaması bugünün ses icrasının en önemli sorunlarından biridir. Bu çalışmada, ses icrası ve ses eğitiminin gelenekte nasıl şekillendiği, tarihsel müzik kültürümüzü şekillendiren kaynaklar, meşk ve Osmanlı eğitim kurumları temel alınarak belirlenmeye çalışılmıştır.