Giyilebilir Heykeller Olarak Alexander Calder’in Takı Tasarımlarında Hareket Kurgusu


Demir Koyuncu S. B.

ULUSLARARASI SANAT – TASARIM KONFERANSI, İzmir, Türkiye, 14 Nisan 2021, ss.23-24

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.23-24
  • Hacettepe Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Hareket kavramının sanatta kullanılması 20. yüzyılın ilk yarısında gündeme gelmiştir. Hareketin bir eleman olarak kullanıldığı ve kinetik heykellerle ilişkilendirilebilen sürecin kübistlerle başladığı, dadaistler ve sonrasında konstrüktivistler ile nihai sonuca ulaştığı söylenebilir. Kinetik heykelin öncü aktörlerinden biri olan Alexander Calder örneğinde, diğer kinetik sanatçıların çalışmalarından farklı olarak doğanın eleman olarak eklendiği gözlemlenmektedir. Sanatçı, mobil adı verilen kinetik heykellerinde doğanın hareketlerini rastlantısal bir eleman olarak kullanmaktadır. Bu hareket kurgusu ile birlikte Calder’in mobilleri, kendi başlarına performatif öğeler içermektedir. 20. Yüzyılda çağdaş takı tasarım alanının ortaya çıkmasını sağlayan ve bu alanın seyrini belirleyen gelişmelerde, sanatta hareket kullanımının etkisinin olduğu gözlemlenmekte, aynı zamanda Calder’in sanatının ve takı tasarımlarının, bu süreçte öncü rolü bulunduğu bilinmektedir. Sanatçının içinde olduğu bu süreç, takının minyatür heykel ya da giyilebilir sanat eseri olarak kabul edilmeye başlanmasını ve malzemenin değerinden çok tasarımın öne çıktığı bir takı tasarım anlayışı benimsenmesini sağlamıştır. Giyilebilir heykeller olarak Calder’in takı tasarımlarında hareket öğesi insan bedeni ile ilişkilendirilmekte, bedenin hareketi ile giyilebilir heykel olan takılar, mobiller gibi dışarıdan beslenen ve rastlantısal öğeler içeren bir hareketi deneyimletmektedirler. Bu çalışmada özellikle mobillerde kurgulanan hareket olgusunun, sanatçının takı tasarımlarında kapladığı yer araştırılarak, Calder’in takı tasarımları üzerinden sanat olarak takı tasarımının olasılıkları tartışılacaktır.

Anahtar Sözcükler: Alexander Calder, Çağdaş Takı Tasarımı, Mobiller, Hareket, Beden

The movement concept being used in art became a topic of conversation in the first half of the 20th century. It can be said that the process in which movement was utilized as an element and which can be correlated with kinetic sculptures, was started by cubists and dadaists and ultimately concluded by constructivists. Differing from other kinetic artists, in the example of Alexander Calder who is one of the pioneering actors of kinetic sculpture, it is observed that nature was added as an element. The artist uses nature’s movement as a coincidental element in the kinetic sculptures, named mobiles. With this movement construct, Calder’s mobiles include performative aspects within themselves. In the advancements that made possible the emergence of the field of modern jewelry design in the 20th century and that defined the course of this field, it is observed that the artistic usage of movement is influential. Also, it is known that Calder’s art and jewelry designs embody a spearhead role in this process. The process in which the artist belongs make it possible to start embracing jewelry as miniature sculptures or wearable artworks and adopt an understanding in jewelry design where the design outshines the value of the material. As wearable sculptures, Calder’s jewelry designs are correlated with the human body with the element of movement, jewelry that can be wearable through body’s movement, make the observer experience a movement that involves coincidental aspects and are fueled from outside just as mobiles. In this study, the possibilities of jewelry design as art will be discussed through Calder’s jewelry design by researching the place of the movement phenomenon in the artist’s jewelry design that is particularly constructed in mobiles. 

Keywords: Alexander Calder, Modern Jewelry Design, Mobiles, Movement, Body