3. Nörobilim, Hukuk, Psikoloji ve Ötesi Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 31 Ekim - 01 Kasım 2022
Suç davranışının kökeninde psikososyal pek çok etken olabilmektedir. Bu yaklaşımdan yola çıkılarak günümüzde hapis cezalarına seçenek yaptırımlara (denetimli serbestlik (DS) gibi) ve ceza infaz kurumunda (CİK) bireylerin tutum, düşünce ve davranışlarını iyileştirmeye yönelik uygulamalara ağırlık verilmektedir. Hükümlü/Yükümlü bireylerin bir işte çalıştırılmasını, iş/uğraşı kurslarına katılmasını, bireysel veya grupla psikososyal müdahale programlarında yer almasını sağlayarak daha etkin/katılımcı olmaları, kendini iyi yönde geliştirebilmeleri amaçlamaktadır. Ancak etkililik değerlendirme araştırmaları iyileştirme uygulamalarının her zaman yararlı olmadığını göstermektedir. Geliştirilen uygulamaları Deci ve Ryan’ın Öz Belirleme Kuramı çerçevesinde biçimlendirmek hükümlü bireylerin uygulamaları daha fazla içselleştirmesine katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Kuramın değindiği üç temel öge olan özerklik, yeterlik ve ilişkililik kavramları ceza infaz sürecindeki (CİS) (CİK ve DS’ye birlikte düşünerek) iş ve işlemlerde ön planda tutulması bireylerin değişim için daha fazla içsel güdülenmesine yardımcı olabilir.
Özerklik, bireyin yapacağı veya yapması gereken işler arasında seçim yapabilmesi anlamına gelmektedir. Örneğin, olanaklar ölçüsünde CİS’te bireyin tamamlaması gereken iş veya eğitimlerin sırasına, biçimine (bireysel, grupla gibi) karar verirken bireyin de görüşünü almak veya seçme hakkı tanımak bireyde özerklik algısını arttırabilir.
Yeterlik, bireyin yapacağı veya yapması gereken işlerin bireyin yeterlik ve becerilerine uygun olmasıdır. Örneğin, bireyin eğitim, sosyoekonomik durum vd. kişisel özellikleri (beden ve ruh sağlığı, kişilik özellikleri, ilgi alanları...) dikkate alınarak yaptırımların uyarlanması bireyin hem nesnel başarısını hem de değişim konusundaki öz güvenini artabilir.
İlişkililik, bireyin başkalarıyla bağlantıda olma ve ait olma gereksinimidir. Örneğin, CİS’teki görevlilerin (infaz ve koruma memuru, psikososyal birim uzmaları, iş atölye şefleri, eğiticiler, yöneticiler vd.) bireyle etik ve yasal sınırları aşmadan insani bir ilişki içinde olması, bireyin çalışmalarda diğer hükümlü ve yükümlülerle ilişki kurabilmesi iyileştirme programına etkin ve eksiksiz bir şekilde katılma olasılığını arttırabilir.
Öz Belirleme Kuramı yaklaşımıyla yürütülen CİS uygulamalarının bilimsel araştırma yöntemleriyle boylamsal olarak incelenmesi ve etkili bulunan yöntemlerin geliştirilmesi uzun dönemde suç önlenmesinde ve yineleyen suç davranışının azaltılmasında önemli katkılar sunabilecektir.
There may be many psychosocial factors at the root of criminal behavior. Based on this approach, today, alternative sanctions to imprisonment (such as supervised release (DS)) and practices aimed at improving the attitudes, thoughts and behaviors of individuals in the penal execution institution (CİK) are emphasized. It is aimed for convicted/convicted individuals to be more effective/participatory and to develop themselves in a good way by ensuring that they are employed in a job, participate in work/occupational courses, take part in individual or group psychosocial intervention programs. However, effectiveness evaluation studies show that remediation practices are not always beneficial. It is thought that shaping the developed practices within the framework of Deci and Ryan's Self-Determination Theory may contribute to the convicted individuals to internalize the practices more. Keeping the concepts of autonomy, competence and relatedness, which are the three basic elements of the theory, in the foreground in the works and procedures in the penal execution process (CIS) (considering CIK and DS together) can help individuals to be more internally motivated for change.
Autonomy means that the individual can make a choice between the work he/she will or should do. For example, taking the opinion of the individual or giving the individual the right to choose when deciding on the order and form (individual, group, etc.) of the work or trainings that the individual should complete in CIS to the extent possible can increase the perception of autonomy in the individual.
Competence refers to the fact that the tasks that the individual will or should do are appropriate to the individual's competencies and skills. For example, adapting sanctions by taking into account the individual's personal characteristics (physical and mental health, personality traits, interests...) such as education, socioeconomic status, etc. can increase both the individual's objective success and self-confidence in change.
Relatedness is the individual's need to be connected with others and to belong. For example, the fact that the officials in CIS (execution and protection officers, psychosocial unit specialists, workshops chiefs, trainers, administrators, etc.) have a human relationship with the individual without exceeding ethical and legal limits, and that the individual can establish relationships with other convicts and convicts in the studies can increase the possibility of effective and complete participation in the improvement program.
Longitudinal examination of CIS practices carried out with the Self-Determination Theory approach with scientific research methods and development of effective methods may make significant contributions to crime prevention and reduction of recurrent criminal behavior in the long term.