Dijitalleşen Dünyada Birey, Toplum, Siyaset Kongresi, İstanbul, Türkiye, 26 - 27 Mayıs 2022, ss.47
E-Demokrasi, Siyasi Sosyal Çalışma ve 21. Yüzyıl Siyasetinde Katılım
Sosyal çalışma mesleği ve bilimi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalarda temel amaç
sosyal adalete erişmek olarak ifade edilir. Sosyal adalet başlı başına siyasi bir gündem olduğu
için sosyal çalışmacıların siyasette yer almasını doğal olduğu görülür. Bu temellerden yola
çıkarak oluşturulmuş olan siyasi sosyal çalışma (political social work) alanı, siyasetin
işleyişinde sosyal adaletin sağlamasına yönelik mesleki müdahalelerin odaklarının ve
yöntemlerinin neler olduğu ile ilgilenir. Siyasi sosyal çalışmaya dair literatür sosyal
çalışmacıların sosyal adalet ve insan haklarının gereklerinin yerine getirilmesi için sosyal
çalışmacıların siyasal olarak aktif olmasının etik bir sorumluluk olduğunu belirtir. Öyle ki, bu
konuda hem siyasal katılımın hem de gündemin belirlenmesinde görevler tanımlar, düşük
düzeyde temsil edilenlerin oy vermesini sağlama, seçilmiş olanların gündemlerini etkileme,
politik partilerin şahsen adayı olarak siyasete müdahil olma ya da belirli bir partinin adayı için
çalışma yapma gibi doğrudan ve dolaylı roller belirler.
Dikkati çeken şudur ki, literatürde siyasi sosyal çalışma açısından tanımlanmış olan bu
rol ve işlevler demokratik katılımın temsilciler yoluyla gerçekleştirildiği dönemin temel
özellikleri dikkate alınarak oluşturulmuştur. Oysaki günümüzde elektronik katılımın, elektronik
demokrasiye geçişin imkanlarının güçlendiği, karar alma süreçlerinde temsilcilerin değil
vatandaşların doğrudan katılımının mümkün ve kolay hale geldiği bir durumda siyasetin
işleyişinde önemli dönüşümlerin kapıda olduğu malumdur. Bu durumda siyasi sosyal
çalışmanın kendisine biçtiği rolleri tekrar düşünmesi hem sosyal çalışmacıların hem de hizmet
verdikleri kişi, grup ve toplulukların siyasete katılımı konusunda yaptıkları çalışmaları,
yöntemleri ve müdahale odaklarını tekrar gözden geçirmelerini gerektirmektedir.
Bu tartışmalar ışığında sunumun amacı 21. yüzyılda gelişen teknolojinin verdiği
imkanlar doğrultusunda sosyal adalete ulaşmak amacıyla siyasi sosyal çalışmacıların mesleki
müdahalelerinin ne şekilde değişebileceğini ortaya koymaktır. Bunu yaparken geçtiğimiz
yüzyıllarda demokratik ülkelerde uygulanan temsili demokrasi sisteminin 21. yüzyılın
şartlarında ne şekilde değişime zorlandığı ve bu gelişmelerin siyasal sosyal çalışmacıların
kullandıkları yöntemler ve üstlendikleri mesleki rollerde ne gibi değişiklikler sağlayabileceği
tartışılacaktır.