Arkhe-Logos Felsefe Dergisi, cilt.7, sa.14, ss.31-34, 2022 (Hakemli Dergi)
Aristoteles’in prote philsophia olarak adlandırdığı ontolojisinin genel olarak uçlara yönelen bir metafiziği inşa etme eğiliminde olduğu söylenebilir. İlk neden ve son nedenleri bulmaya, diğer bir deyişle düşünceye değişmez başlangıçlar ve erekler katmaya çalışan bu genel eğilim, Hegel’le birlikte doruğuna ulaşan ve felsefeyi mutlaklıklara ulaştırmayı arzulayan bir hattı doğurmuş gibidir. Öte yandan, Aristoteles’te, filozofun bu genel eğiliminin yoğunluğu dolayısıyla gözden kaçan farklı jestler de söz konusudur. Bu yazıda ilkin, Aristoteles’e ait olmasına rağmen genel olarak yok sayılan bu istisnai jestleri açık kılmayı deneyeceğim. Birbirine düşman gibi görünen cepheleri ortaklaştırma ve bu cephelerin birbirine karıştığı aralıklar üzerine konuşma şeklinde karşımıza çıktığını söyleyebileceğimiz bu jestler, “uçlar metafiziği”nin karşısında nefes almamızı sağlayacak olan “aralıklar metafiziği”ne de Aristoteles’le birlikte işaret edebileceğimizi göstermektedir. Aristoteles’e ait olan bu “ortaklaştırma” ve “aralıklar belirleme” jestlerini ortaya koyduktan sonra, bu jestleri yeni bir ontolojiye giriş için kullanıp kullanamayacağımızı tartışacağım. “V e bağlacı ontolojisi” olarak adlandıracağım bu ontoloji, Aristoteles’ten beri bipolar bir eğilimle uçlara sürüklenme eğiliminde olan düşünce tarihine, yine Aristoteles’in geliştirdiği “ortaklaştırmalar” ve “bağlacımsı aralıklar”la bakmak için bir deneme olacak.
Aristotle’s ontology -which he calls prote philosophia,- is alleged to have a disposition to construct a metaphysics that pursues extremes in general. This general disposition, which tries to find the first and final causes, in other words, to add unchangeable beginnings and ends to thought, seems to have given birth to a tradition that reached its climax with Hegel and wished to bring philosophy to absolutes. On the other hand, there are different gestures that are overlooked due to this general tendency in Aristotle’s thought. In this article, I will first discuss and clarify these exceptional gestures that are generally ignored. These gestures, which we can say to appear in the form of bringing together the extremes that seem to be incompatible with each other and talking about the intervals where these fronts are mixed with each other, show that we can point to the “metaphysics of intervals” together with Aristotle, which will allow us to breathe against the “metaphysics of extremes”. After introducing these Aristotelian gestures of “bringing together” and “determining intervals”, I will discuss whether we can use these gestures as a beginning to a new ontology. This ontology, which I will call the “And conjunction ontology”, will be an attempt to look at the history of thought, which has tended to drift to the extremes in a bipolar way since Aristotle, with the “bringing together” and “conjunctive intervals” developed by Aristotle.