Persistant infections due to Chlamydophila pneumoniae, Helicobacter pylori, and Cytomegalovirus are suggested to contribute to the development of atherosclerosis. In this study, the presence of these agents was investigated by polymerase chain reaction (PCR) and serological tests in atherosclerotic plaques and non-atherosclerotic vessel samples. Thirty-three specimens from the atherosclerotic plaques (lesion group), 45 specimens from the healthy left internal mammarian arteries and ascending aortas of the atherosclerotic patients (non-lesion group), and 15 specimens from the aortas of non-atherosclerotic patients as determined by angiography (control group), were included to the study. Serum samples were also collected from all study subjects for the serological investigation. PCR and ELISA were used in order to determine the nucleic acid positivity and IgG titers, respectively. C.pneumoniae and H.pylori DNA were found in 6 (18.1%) and 14 (42.4%) of the lesion group, 2 (4.4%) and 9 (20%) of the non-lesion group, respectively, CMV DNA was not found in either groups. All of the PCR results of control group were negative. C.pneumoniae IgG was found positive in one case of the lesion group (3%) and three cases of the non-lesion group (6.7%). H.pylori IgG were positive in all the subjects except for three patients who were in the non-lesion group. The presence of C.pneumoniae and H.pylori DNA in a considerable number of lesion and non-lesion groups' specimens, but absence in control group specimens supports the hypothesis that these agents have an association with atherosclerosis.
Bu çalışmada, ateroskleroz gelişimine katkısı olduğu ileri sürülen Chlamydophila pneumoniae, Helicobacter pylori ve Cytomegalovirus (sitomegalovirus, CMV) enfeksiyonlarının, aterosklerotik plaklarda ve ateroskleroz bulunmayan damar duvarlarında polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ve serolojik testlerle araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya, aterosklerotik olgulardan alınan 33 aterosklerotik plak örneği (lezyon grubu) ve makroskopik olarak ateroskleroz gözlenmeyen 45 sol internal mammarian arter örneği (lezyon olmayan grup) yanında anjiyografik olarak tamamen sağlıklı kişilerden elde edilen 15 aorta örneği (kontrol grubu) dahil edilmiştir. Bütün olgulardan toplanan serum örneklerinde ELISA yöntemiyle C.pneumoniae ve H.pylori için IgG düzeyleri saptanmış, damar örneklerinde PZR yöntemiyle her üç mikroorganizma için nükleik asit varlığı aranmıştır. PZR yöntemiyle lezyon grubunda 6 (%18.1) C.pneumonia ve 14 (%42.4) H.pylori pozitifliği saptanmış, bu sayılar lezyon olmayan grupta sırasıyla 2 (%4.4) ve 9 (%20) olarak bulunmuştur. Lezyon olan ve olmayan gruplarda PZR ile CMV pozitifliği saptanamamıştır. Kontrol grubunda ise araştırılan organizmaların hiçbiri için PZR pozitifliği gösterilememiştir. ELISA yöntemiyle lezyon grubunda 1 olguda (%3) ve lezyon olmayan grupta 3 olguda (%6.7) olmak üzere toplam 4 C.pneumoniae IgG pozitifliği saptanmıştır. Lezyon olmayan grupta yer alan 3 olgu dışında, her üç grupta da bütün olgularda H.pylori IgG pozitifliği saptanmıştır. Sonuç olarak, PZR ile kontrol grubunda hiç pozitiflik gözlenmezken, lezyon olan ve olmayan gruplarda dikkati çeken oranda C.pneumoniae ve H.pylori pozitifliğinin saptanması, bu organizmaların ateroskleroz ile ilişkili olduğu hipotezini güçlendirmektedir.
