Genel Tıp Dergisi, vol.34, no.1, pp.100-103, 2023 (Peer-Reviewed Journal)
ABSTRACT
Background/Aims: Demonstration of possible utero-ovarian anastomoses (UOA) before or during
uterine artery embolization (UAE) is important to preserve ovarian reserve. This study aimed to
evaluate the incidence and risk factors for the presence of type 1b or type 3 UOA in patients
undergoing UAE for the treatment of uterine myomas.
Methods: Procedural angiographies of patients who underwent UAE were evaluated in a single
academic center. Patients’ demographics, indication for UAE, presence and type of UOA,
presence of adnexal pathology at preprocedural MRI, history of pelvic surgery, and total uterine
volume at preprocedural MRI were retrospectively evaluated. Analysis of the aforementioned
variables between patients with and without UOA was performed.
Results: This study included 30 patients with a mean age of 41.97±5.72 years (range 32 - 56). UOA
was found in 17 (56.6%) patients, 10 (33.3%) of them were type 1b, and 7 (23.3%) of them were type
3. Five patients (17.2%) had adnexal pathology at pre-procedural MRI and 12 patients (40%) had a
history of pelvic surgery. The mean total uterine volume was 607.1 cm3. In the analysis of variables
between patients with and without UOA, UOA presence was significantly higher in patients with
a history of pelvic surgery (p=0.005). All of the patients with a history of myomectomy were found
to have type 1b or type 3 UOA. No significant relation between UOA and age, the presence of
adnexal pathology, and uterine volume were detected.
Conclusion: Utero-ovarian anastomoses are commonly encountered during UAE. A history of pelvic
surgery was found to be a risk factor for the presence of type 1b and type 3 UOA.
Keywords: Uterine artery embolization, Utero-ovarian anastomoses, Arterial angiography, Pelvic
surgery, Ovarian reserve, Risk factors, Premature menopause
ÖZ
Giriş/Amaç: Uterin arter embolizasyonu (UAE) öncesinde veya sırasında olası utero-ovaryan
anastomozların (UOA) gösterilmesi over rezervinin korunması açısından önemlidir. Bu çalışma, uterus
miyomu tedavisi için UAE uygulanan hastalarda tip 1b veya tip 3 UOA varlığına ilişkin insidansı ve risk
faktörlerini değerlendirmeyi amaçlamıştır.
Yöntem: UAE yapılan hastaların işlem anjiyografileri tek akademik merkezde değerlendirildi.
Hastaların demografik özellikleri, UAE endikasyonu, UOA varlığı ve tipi, işlem öncesi MRG’de
adneksiyal patoloji varlığı, pelvik cerrahi öyküsü ve işlem öncesi MRG’ de toplam uterus hacmi
retrospektif dosya incelemesi ile değerlendirildi. Yukarıda belirtilen değişkenlerin UOA’sı olan ve
olmayan hastalar arasında analizi yapıldı.
Bulgular: Bu çalışmaya yaş ortalaması 41.97±5.72 yıl (32 – 56 yıl arası) olan 30 hasta dahil edildi.
Hastaların 17’sinde (%56.6) UOA saptandı, bunların 10’u (%33.3) tip 1b, 7’si (%23.3) tip 3 idi. İşlem
öncesi MRG’de 5 hastada (%17.2) adneksiyal patoloji vardı. On iki hastada (%40) pelvik cerrahi
öyküsü vardı. Ortalama toplam uterus hacmi 607.1 cm3 idi. UOA olan ve olmayan hastalar
arasındaki değişkenlerin analizinde, pelvik cerrahi öyküsü olan hastalarda UOA varlığı anlamlı
derecede yüksekti (p=0.005). Miyomektomi öyküsü olan hastaların tamamında tip 1b veya tip 3
UOA mevcuttu. UOA ile yaş, adneksiyal patoloji varlığı ve uterus hacmi arasında anlamlı bir ilişki
saptanmadı.
Sonuç: Utero-ovaryan anastomozlara UAE sırasında sıklıkla rastlanır. Bu çalışmada pelvik cerrahi
öyküsü tip 1b ve tip 3 UOA varlığı için bir risk faktörü olarak bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Uterin arter embolizasyonu, utero-ovaryan anastomozlar, arteriyel anjiyografi,
pelvik cerrahi, over rezervi, risk faktörleri, erken menopoz