This study focuses on the role of Ahmet Kaya in the intra- and inter-generational transmission of the memory of 12 September coup due to his specific qualities. Based on the data derived from a field research conducted with people born between 1970-1999 who did not personally experience the September 12 coup and define themselves in different ways with reference to leftist politics, the reason this article focuses on Ahmet Kaya through the memory narratives of the interviewees is that Kaya plays a specific role both in intra- and inter-generational transmission of the memory of 12 September coup. This specific quality of Ahmet Kaya makes it possible to discuss him as a component of communicative memory of the 12 September coup within intra-generational interactions as well as a memory carrier in intergenerational transmission. The study first deals with the groups that experienced and did not experience 12 September through a discussion on the concept generation that takes its roots from Mannheim's generational understanding, and then analyzes the data derived from the interviewees' narratives through employing conceptual discussions on communicative memory and memory carrier.
Bu çalışma 12 Eylül’ün toplumsal belleğine özgül bir bakış açısıyla yaklaşmayı ve darbenin toplumsal belleğinin kuşaklararası niteliğini Ahmet Kaya örneği dolayımıyla çözümlemenin konusu haline getirmeyi hedeflemektedir. Kimi özgül nitelikleri nedeniyle Ahmet Kaya 12 Eylül belleğinin kuşak içi inşasında ve kuşaklar arası aktarımında önemli bir figür olarak ele alınmaktadır. 12 Eylül darbesini kişisel olarak deneyimlememiş, kendini sol siyasete referansla farklı biçimlerde tanımlayan, 1970-1999 arasında doğmuş kişilerle yapılan bir saha araştırmasının verilerine dayanan bu çalışmanın, görüşmecilerin bellek anlatıları aracılığıyla Ahmet Kaya’ya odaklanıyor olmasının nedeni, Kaya’nın hem kuşaklar arası bellek aktarımında hem de kuşak içi etkileşimlerde özgül bir rol oynamasıdır. Ahmet Kaya’nın bu özgül niteliği, onu hem 12 Eylül’ün iletişimsel belleğinin bir bileşeni, hem de bir bellek taşıyıcı olarak tartışılmasını olanaklı kılmaktadır. Çalışma ilkin 12 Eylül’ü deneyimleyen ve deneyimlemeyen grupları, köklerini Mannheim’ın kuşak kavrayışından alan bir kuşak tartışmasıyla ele almakta, daha sonra görüşmecilerin anlatılarının sunduğu veriyi kavramsal olarak iletişimsel bellek ve bellek taşıyıcısı tartışmalarını odağa alarak çözümlemektedir.