Bu çalışma, kapitalist sistemin içinde önemli bir alan işgal eden müzik endüstrisinin dışında kalarak alternatif yollarla müzik üretiminin nasıl gerçekleştiğini, bu üretim biçiminin ortaya çıkan ürünü nasıl biçimlendirebileceğini sorgulamaktadır. Kapitalizmde, üretimin ticari kaygılarla gerçekleştiriliyor olması, sanat ürünlerinin, özellikle bir endüstri haline gelen müzik alanında, kâr amacıyla yapılan bir iş haline gelmesine neden olmaktadır. Bir sanat dalı olan müzik de kapitalist sistem içinde bir endüstri dalı haline gelmiş, müzik eserleri, standart ürünler olarak “kültür endüstrisi”nin önemli bir parçası olmuştur. Müzik, endüstriyel bir ürün olduğunda ise özgürleştirmek ve düşündürmekten çok, sınırlayan bir ürün haline gelmektedir. Bu çalışma ise bu durumun aksine bir örnek üzerinden yapılandırılmış ve kapitalist üretim ve dağıtım araçlarını kullanmadan müzik endüstrisi içinde “başka bir müziğin” yapılma olanağını, nasıl yapıldığını ve dinleyicileriyle buluşma süreci ve yollarını anlamak için punk müziğin üretim ve dağıtımına odaklanılmıştır. Punk müziğin üretim ve tüketim süreçleriyle ilişkili 20 kişiyle yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler ve katılımlı gözlem teknikleriyle nitel veri toplanan çalışmada, punk müziğin kendin yap (DIY) ilkesiyle yaratıldığı, kâr amacı gütmeyen bu üretimin yaratımı özgürleştirdiği, bireylerin kendilerini rahatça ifade edebildiği, farklı düşünceleri keşfedebildiği, kapsayıcı bir alan yarattığı ve rekabetin aksine bir dayanışma kültürü yarattığı anlaşılmıştır.
This study is an inquiry into how alternative music production can be conducted outside of the music industry, which occupies an important place in the capitalist system, and how this form of production can shape the resulting product. The fact that capitalism requires a profit motive means that works of art are inevitably commodified. This study focuses on the production and distribution of punk music in Turkey in order to understand whether producing another kind of music is possible or not without using the capitalist tools of production and distribution and, if so, how. The study collected qualitative data through the participant observations and answers to semi-structured interview questions from 20 people in Turkey’s punk scene. The results indicate that those in the punk scene in Turkey have developed alternatives to the rules set by the music industry and as determined by the capitalist system because they do not seek profit or fame. Rather than standardizing their art to reach a wider audience, they have instead refused to give up their creative autonomy, even if this limits their audience. As can be clearly seen in the findings, the process of producing and distributing punk music in Turkey is the very thing what De Certeau (1980/2008) calls the art of making-do when describing resistance in everyday life.