With the opening of the Ottoman Empire to British free trade imperialism with the Balta Liman Trade Treaty in 1838, the economic structure of the state had to be reshaped according to global market rules. This need initiates the transformation of the pre-capitalist state under the dynamics of unequal compound development. The proclamation of the Tanzimat Edict in 1839 was the turning point of the reform process towards modernization needed by international capital. In the European harmony that came with the Tanzimat, there are modern institutions, laws and a central government. The Ottoman ruling class aims to create the general framework of the modern state by approaching this foundation with the Tanzimat Edict. With the declaration of the Islahat Edict after the Crimean War in 1856, the second phase of the Tanzimat period, which included more severe conditions, was entered. The first foreign debt that had to be taken during the war leads to a cyclical debt relationship. Although the Islahat Edict largely included a repetition of the Tanzimat, its main content was the transfer of the banking system, which had become a key for international borrowing, to the Ottoman Empire and the expansion of the rights of Christian subjects. The constant need for foreign debt deepened Europe's intervention in the Ottoman Empire, and a reform process began again. Legal reforms are at the heart of this process. The decrease in the empire's control in reform areas is the reason why the multiple distorted structure that emerged in the judicial field could not be prevented. This situation led to the coexistence of sharia courts, community courts, regular courts, mixed courts and consular courts with great conflicts of authority and duty until the end of the Empire, and created the limits of the lack of institutionalization of the modern legal system in the Ottoman Empire.
Osmanlı İmparatorluğu'nun 1838 yılında Balta Limanı Ticaret Antlaşması'yla İngiliz serbest ticaret emperyalizmine açılmasıyla birlikte, devletin ekonomik yapısının küresel piyasa kurallarına göre yeniden şekillendirilmesi gerekmiştir. Bu gereksinim eşitsiz bileşik gelişim dinamikleri altında pre-kapitalist devletin dönüşümünü başlatır. 1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın ilanı, uluslararası sermayenin ihtiyaç duyduğu modernleşme yönelik reform sürecinin dönüm noktası olmuştur. Tanzimatla gelen Avrupa uyumunda modern kurumlar, kanunlar, merkezi hükümet vardır. Osmanlı yönetici sınıfı Tanzimat Fermanı ile bu temele yaklaşarak modern devlete ait genel çerçeveyi oluşturmayı amaçlar. Kırım Savaşı sonrası Islahat Fermanı’nın ilanı ile Tanzimat döneminin daha ağır koşulları barındıran ikinci dilimine girilir. Savaş sırasında alınmak zorunda kalınan ilk dış borç, döngüsel bir borç ilişkisine yol açar. Islahat Fermanı büyük ölçüde Tanzimat’ın tekrarını içerse de temel içeriği uluslararası borçlanma için kilit hale gelen bankacılık sistemini Osmanlı’ya taşınması ve Hıristiyan tebaanın haklarının genişletilmesidir. Devamlı dış borç ihtiyacı, Avrupa’nın Osmanlı’ya müdahalesini derinleştirmiştir ve yeniden bir reform süreci başlar. Hukuk reformları bu sürecin merkezinde yer alır. İmparatorluğun reform alanlarındaki kontrolünün azalması yargısal alanda ortaya çıkan çoklu çarpık yapının engellenememesinin nedenidir. Bu durum İmparatorluk sona erene kadar şeri mahkemelerin, cemaat mahkemelerinin, nizamiye mahkemelerinin, karma mahkemelerin ve konsolosluk mahkemelerinin büyük yetki ve görev çekişmeleriyle bir arada var olmalarına yol açmış ve Osmanlı’da modern hukuk sisteminin kurumsallaşamamasının sınırlarını yaratmıştır.