Dostluk politikası ve egemenlik: Fark(lılığ)a Derridacı bir yaklaşım


Livan H. F.

2. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kongresi (POL-IR2018), Trabzon, Türkiye, 15 - 16 Ekim 2018, ss.525-540

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Trabzon
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.525-540
  • Hacettepe Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalışmada, Jacques Derrida’nın dostluk ve egemenlik kavramlarını, différance (fark/ayram) bağlamında nasıl yorumladığı üzerinde durulmuştur. Güncel politika teorisinde egemenlik kavramı, Carl Schmitt’in argümanlarından yoğun şekilde etkilenmiştir. Schmitt’e göre egemen, ‘istisna hâline karar veren’ olarak tanımlanır. Dolayısıyla, egemenlik mefhumunun temeline karar yerleştirilmiştir. Ayrıca, Schmitt’e göre egemen, politik olanı meydana getiren dost-düşman antagonizmasının taraflarını da belirlemektedir. Derrida’ya göre ise istisna hâli, yasa ve adalet konusuyla ilgilidir. Bu bağlamda, karar meselesi yasa ve adalet arasındaki aporetik ilişkide kararverilemezlik biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Derrida’ya göre adalet, ancak gelmekte-olan-adalettir. Gelmekte-olan-adalet ise, yasanın evrenselliği ile adaletin tekilliği arasındaki aporianın deneyimi olarak tanımlanmaktadır. Çalışmanın diğer kısmında ise, egemenliğin sabitleyici metafizik içeriğini temellendiren dostluk kavramı değerlendirilmiştir. Antik Yunan’dan günümüze dek politika ile ilişkilendirilen dostluk mefhumu, modern politika teorisinde de yurttaşlık ve (İ)nsanlık gibi soyutlamalarda karşımıza çıkmaktadır. Bu haliyle dostluk söyleminin geldiği nokta, toplum sözleşmesi kuramlarındaki genelleyici eğilimdir. Bu, günümüzün egemenlik krizinin ortaya çıkışına neden olmaktadır. Derrida, dostluk kavramı üzerinden de dekonstrüksiyona girişerek, dost-düşman antagonizmasının ikili yapısını tamamen şüpheli hâle getirir. Ayrıca, egemenlik krizini de ifşa ederek farka, ötekine ve gelmekte-olana odaklanır. Bu noktada, mevcudiyet metafiziğinin ötesine geçerek, gelmekte-olan-demokrasi kavramını sunar. Ona göre gelmekte-olan-adalet ve gelmekte-olan-demokrasi, politik olanı düşünmeye başlayabileceğimiz çıkış noktası olarak ele alınabilir. Gelmekte- olan yaklaşımının çıktısı ise kendi tekilliğinde kararverilemez olana karar verme ve muhtemel ötekiliklere açık olma sorumluluğudur.