Phronēsis ve karar: Politikaya giriş olarak etik


Livan H. F.

I. Pratik Felsefe Lisansüstü Araştırmacı Konferansı, İstanbul, Türkiye, 7 - 08 Ağustos 2020, ss.12-13

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.12-13
  • Hacettepe Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalımada, Aristoteles düüncesinde oldukça önemli bir yere sahip olan phronsis (pratik bilgelik / aklı baındalık) kavramı ve bu kavramın politika teorisinin temel meselelerinden birisi olan karar edimi ile irtibatı açıklanmaktadır. Phronsis, Aristoteles felsefesinde etik ve politika alanlarını birbirine balamakla kalmayıp aynı zamanda metafiziin, fiziin ve matematiin yer aldıı teori düzlemi ile etik ve politikadan müteekkil pratik düzlemi birbirine balayan ve aynı zamanda Aristoteles’in tarif ettii haliyle insan doasının ileyii içinde akıllı ve akıldan yoksun (logoslu ve alogoslu) kısımları da birbiriyle irtibatlı hâle getiren kilit bir kavramdır. Phronsis olmaksızın hem bireysel düzlemde etik davranıın hem de toplumsal düzlemde (polis düzleminde) iyi bir yurttaolmanın imkânı yoktur. Sonuç olarak, Aristoteles’in en yüksek iyi olarak tanımladıı, politikaya ve polis yaamına katılımla gerçekleebilecek tamamlanma hâlinin, bir dier ifade ile iyi durumda olmanın (well-being) ve mutluluun (happiness) -Antik Yunan dilinde eudaimonianın- elde edilebilmesinin yolu phronsisi haiz bir yaamla mümkündür.

Aristoteles düüncesinde phronsisin koordinatlarını belirleyebilmek için oldukça sistematik biçimde yerletirilmimantık silsilesini takip etmek gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle potansiyel olarak zoon politikon (politik hayvan) olan insan için yaamın amacı (telosu) olan eudaimoniaya ulamak, potansiyelini aktüele çevirmek adına hangi tür yaam tarzları olduuna bakılmalıdır. Ona göre saf mutluluk haz yaamından (bios apolaustikos) ve politika yaamından (bios politikos) deil, teori yaamından (bios theorotikos) kaynaklanmaktadır. Yalnız teori yaamıyla Tanrısal olana en yakın uraolan temaada bulunulabilir ve bu sayede saf mutlulua en yakın etkinlik odur. Fakat politika yaamı olmaksızın gündelik yaamımızın en basit kararlarından bir toplumu yönetmek için verilen kararlara kadar uzanan pratik alan bokalacaktır. O nedenle politika yaamı olmadan teori yaamı eksik kalır. Bu noktada Aristoteles insanın doal ii ne ise, ona uygun yaamın mutluluu getireceini ifade eder. Bu sorunun cevabı ise, yaamının sonuna kadar, eksiksiz ve tam olan erdeme uygun etkinlikte bulunmak eklinde verilir. Aristoteles bu balantıyı kurmak için bir dier taraftan insan ruhunun bölümleniini ve aynı zamanda erdem türlerini incelemektedir. Ona göre, insan ruhu logoslu ve alogoslu olarak ikiye ayrılırken; logoslu kısım kendi içinde bilimsel ve tartan/hesaplayan yanlara; alogoslu kısım ise kendi içinde arzulayan/itah duyan ve bitkisel/fizyolojik yanlara sahiptir. Erdemler de yine bu ayrıma uygun olarak, yani ruhun her bir kısmına belli türde erdemler denk gelecek ekilde ayrılmaktadır. Bu ayrıma göre, düünce erdemleri ruhun logoslu kısmının erdemleri iken, karakter erdemleri ise alogoslu kısmın arzulayan/itah duyan kısmıyla (bedensel olanla, haz yaamına dair olanla) ilgilidir.

Aristoteles’e göre, düünce erdemleri eitimle edinilebilecekken, karakter erdemleri alıkanlıkla, tekrar edile edile huy hâline getirilmek suretiyle edinilebilmektedir. Düünce erdemlerinden sophia (teorik bilgelik) ruhun logoslu kısmının bilimsel yanına dairdir ve olduundan baka türlü olamayacakların bilgisine (epistemeye) sahip olma anlamında bilgelii ifade eder. Phronsis (pratik bilgelik) ve poiesis/techne (sanat/üretim) ise olduundan baka türlü olabileceklere dairken; ilki eylemle, ikincisi yaratımla ilgili bilgelie denk dümektedir. Karakter erdemleri, kiinin pratikte olduundan baka türlü olabileceklere dair verdii kararla ilgilidir. Kii düünüp-taınır (boulesis) ve tercihte bulunur (prohairesis). Ancak, karakter erdemlerine uygun olarak tercihte bulunmak, iki uç olan aırılık ve eksiklikten kaçınmayı ve orta olanı bulmayı gerektirmektedir. Dolayısıyla, düünüp-taınma ve tercih etme süreci için, ruhun logoslu kısmına ait olmakla birlikte alogoslu kısmının ileyiini düzenleyen phronsise sahip olarak eylemek arttır. O halde, phronsisin, ruhun logoslu ve alogoslu kısımlarını bir araya getiren, hem sophianın imkânını kuran hem de

karakter erdemlerine sahip olmak için gerekli pratik/etik/politik tercihleri yapabilmemizi, bu alanlarda karar verebilmemizi salayan bir düünce erdemi olduunu söylemek mümkündür.

Görüldüü gibi, phronsis mefhumu, Aristoteles düüncesinde etik ve politik bios politikosu düzenlemekle kalmayan bir muhtevaya sahiptir. Nikomakhos’a Etik kitabının sonunda belirtildii gibi, bios theortikosun bilgelii sophia en yüksek iyi olan eudaimoniaya ulamanın en çok mümkün olduu yaamdır. Ancak, eudaimoniaya ulamak, aynı zamanda erdeme uygun yaam ile mümkün olduu için, bios politikosa dair olan phronsis iki açıdan kiinin ve toplumun (polisin) mutluluunu salamaya muktedir görünmektedir. lk olarak, düünce erdemlerinin alanına ve kapsamına karar vermek, kimin teori ile ilgilenip kimin sanata yöneleceini belirlemek ve politikanın ileyiini kurgulamak için phronsis gerekmektedir. kinci olarak, yurttaların karakter erdemlerine uygun olarak yaayabilmesi adına yasaları yapan, kiileri eksiklik ve aırılıktan uzak tutacak caydırıcı cezaları üreten ve aynı zamanda doru tercihleri ödüllendirecek mekanizmalara karar veren alan da yine politikanın ve dolayısıyla phronsisin alanı olmaktadır. İşte tam da phronsisin tüm bu ilevlere denk düen bilgelik olması nedeniyle, Aristoteles felsefesinde etik alanı (yani phronsisin bireysel düzlemi) politikaya (phronsisin toplumsal/polissel düzlemine) giriolarak tanımlamak isabetli olmaktadır.

Phronsis ve karar meselesi, Aristotelyen bir politika felsefesinin ötesinde, Machiavelli’nin yasa yapıcıya ve hükümdara biçtii politik rolde, Hobbes’un Leviathan’ının politik vasfında, Schmitt’in dost-düman kararını veren egemen tanımında, Derrida’nın kararverilemezlik kavramını ele alıına kadar politika teorisinin ve felsefenin hemen her adımında oldukça önemli bir kaynak olagelmitir. Çünkü, Aristoteles’in yaptıı kavramsal ayrımların da gösterdii gibi, olduundan baka türlü olabileceklerin bilgisine dair olan phronsis, ister bireyin ister topluluun veya bizatihi devlet mekanizmasının aldıı her kararın ardında yatanı bize açıklayan bir perspektif sunmaktadır. Özellikle de temelcilik-sonrası (post-foundational) politika teorisini tartıımız günümüz argümanları göz önüne alındıında; ezelî-ebedî olanların bilgisine ulamakla deil; deien, dönüen, oluhâlinde süreklilie sahip olan pratik yaam içinde verilen kararlarla irtibatlı olan phronsisin önemi daha da artmaktadır. Teolojik ve modern metafiziksel olanın sabitleyici, özcü, tözcü, idealist ya da temelci argümanlarının sallantıda olduu günümüzde olumsallık meselesinin tam ortasında yer alan phronsis, gelecek açısından da politika teorisinin farklı tartımalarını besleyebilecek bir mefhum olarak ifade edilebilir. Zira o, verilen her türden karar ve her seviyede yapılan tercihlerin gerisinde, daha önceden belirlenmive oraya yerletirilmibir temele göre deil, olumsal olan ve bu nedenle de her daim o an için kararverilemez olana karar vermeyi salayan bir pratik bilgelie denk dümekle etik, politika, demokrasi, popülizm vs. gibi farklı balıkların tartıılmasına önemli katkılarda bulunabilecektir.