Biyomedikal uygulamalar için tasarlanan polimer temelli nanokompozitlerin in-vivo uygulamalar öncesi sterilizasyon çalışmaları


Creative Commons License

Bayazit Sekitmen G., İde S. (Yürütücü)

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, BAP Araştırma Projesi, 2020 - 2022

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Destek Programı: BAP Araştırma Projesi
  • Başlama Tarihi: Mayıs 2020
  • Bitiş Tarihi: Mayıs 2022

Proje Özeti

Kararlı yapıya sahip hidrojeller, son yıllarda özellikle biyomedikal ve biyomühendislik alanında yapılan çalışmalarda biyolojik dokulara en yakın yapıları oluşturabilmeleriyle öne çıkmaktadır. Bu malzemelerin tıbbi olarak in-vivo kullanımlarının ergonomik olabilmesi için steril olması öncelikle aranır. Araştırma grubumuzda, daha önce yapılan ön çalışmalarda n-oktadesil akrilat (C18A) ve poli (N, N-dimetilaskilamid) (DMAA) kullanılarak şekil hafızalı hidrojeller hazırlanmıştır. Biyolojik olarak yapay kıkırdak kullanımı için bu malzemelerin daha uygun olup olmadığı test edilmek üzere, bahsi geçen hidrojellere, hidrofobik monomer lauril metakrilat katkılaması yapılmıştır. Ardından mekanik olarak farklı oranlarda deforme edilen örneklerin yapılarının kararlı ve şekil hafızalı oldukları, Geniş Açıda X-Işını Saçılma yöntemi (WAXS) ile belirlenerek insan kıkırdak dokusu yapısına en yakın olan malzeme belirlenerek seçilmiştir.
Bu çalışma kapsamında, yukarıda bahsi geçen ve ön çalışmalarla biyomedikal uygulamalara taşınabilecek malzemenin en uygun koşullarda sterilize edilmesi için çalışmalar başlatılacaktır. Çeşitli fiziksel sterilizasyon yöntemlerinden Gamma, X-Işını ve Ultraviyole ışın kullanılan fiziksel yöntemler steril edilecek malzemelerin yapısı gereği ön planda tutulacaktır. Çalışma kapsamında bu üç fiziksel sterilizasyon yöntemlerinin, nano  kristalin yapıdaki malzemeler üzerine olan yapısal etkileri moleküler, nanoskopik, mikroskobik ve makroskopik ölçekte incelenecektir. Yapısal incelemelerde FT-IR, WAXS, SAXS ve SEM yöntemleri kullanılacaktır. Bir birini tamamlayan ve farklı ölçeklerde yapılsa incelemeler yapılmasına olanak sağlayan bu yöntemlerin kullanıldığı analizler sonucunda örneklerin moleküler/nanoskopik yapısını en az değiştiren strerilizasyon yöntemi belirlenecek ve biyomedikal (in-vivo) uygulamalar için bu yöntem kullanılabilecektir.