Er Öztaş Y., Ünal S., Özgüneş N.(Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2007 - 2009
Orak hücreli anemi
hemoglobin β zinciri genindeki bir nokta mutasyonuna bağlı olarak ortaya çıkan
genellikle ölümcül seyreden kronik bir hastalıktır. Anormal yapıdaki orak
hemoglobinler, eritrositin oksijensiz kaldığı çeşitli durumlarda çözünürlüğünü
kaybederek hücre içinde polimerize olmakta
ve eritrositin orak şeklini almasında etkili olmaktadır. Orak eritrositler ince
damarlarda tıkanıklık oluşturmakta,
dokularda iskemi gelişmektedir. Zamanla tekrarlayan bu durum organlarda
fonksiyon kaybına yol açmaktadır. Orak hücreli anemi hastalarında gözlenen
kronik hemolitik anemi tablosunda membran hasarının rol oynadığı
düşünülmektedir. Orak hemoglobinlerin polimerizasyonu oksijen basıncının
artmasıyla geri dönüşümlü olsa da eritrosit membranında zaman içinde kalıcı
hasar geliştiği gözlenmiştir. OHA’de hemoglobinin otooksidasyonu ve serbest
radikal oluşumunun artması yanında, membran lipitlerinde peroksidasyon ve
proteinlerinde oksidatif değişimlerin gözlenmesi bu hasarı destekler
niteliktedir. Orak eritrositlerde oksidasyonu tetikleyen Fe2+ ve Cu2+
iyonlarının miktarı ile ilgili çalışmalardan elde edilen sonuçlar çelişkilidir.
Diğer yandan OHA’de eritrosit ve plazma lipit içerikleriyle ilgili yapılan
sınırlı sayıdaki çalışmada plazma kolesterol düzeylerinin düşüklüğü ortak bir
sonuç iken diğer lipitlerle ilgili bulguları uyumsuzdur. OHA’de membran
proteinlerinde oksidatif değişimlerin bildirildiği az sayıda çalışma olup hücre
genelindeki ve plazmadaki protein hasarı çalışılmamıştır.
Bu konuda yapılan
çalışmalar yetersiz ve az sayıda olmakla birlikte; özetlenen bulgular
OHA’de Hb mutasyonu ve membran hasarının
ötesinde; eritrosit ve plazmanın protein, lipit ve iyonlarını kapsayan yaygın
bir değişim ve harabiyetin var olduğunu düşündürmektedir. OHA’da artmış
olan oksitleyici baskı bu harabiyetin başlatıcısı olabilir. Bu düşünceden yola
çıkarak hem eritrosit hem de plazmada; protein, lipit ve iyonlardaki genel
değişim incelenecek ve bulgular arasındaki ilişki istatistik yöntemlerle
değerlendirilecektir. Böylece OHA’de “ hücre ve plazma ortamı”ndaki değişimler
paralel çalışılarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilecektir. Çalışma
sonuçları orak hücre hastalığı patofizyolojisiyle ilgili literatürdeki eksiklik
ve çelişkilerin giderilmesine katkıda bulunacağı gibi klinik izlemde önemli
olabilecek parametrelerin belirlenmesine
de imkan verebilecektir.